Alışveriş sepetiniz şu an boş
Tüm eğitimlere göz atarak ilgi duyduklarını sepetine ekleyebilirsin.
Alışveriş sepetiniz şu an boş
Tüm eğitimlere göz atarak ilgi duyduklarını sepetine ekleyebilirsin.
Başlık, faydalı ve kullanılabilir ürün tasarımının sırrını ifşa ediyor. Haliyle, faydalı ve kullanılabilir içerik yaratımının önemini de. Aynı zamanda içeriğin, kullanıcı deneyiminin kritik bir bileşeni olduğunu ifade eden temel açıklamalardan biri. Dolayısıyla, deneyim tasarımı alanındaki diğer tüm yetenekler gibi, kullanıcı deneyimi yazımının da sıkı tecrübe gerektirdiğini tahmin etmek pek zor olmasa gerek.
Başlık, faydalı ve kullanılabilir ürün tasarımının sırrını ifşa ediyor. Haliyle, faydalı ve kullanılabilir içerik yaratımının önemini de. Aynı zamanda içeriğin, kullanıcı deneyiminin kritik bir bileşeni olduğunu ifade eden temel açıklamalardan biri. Dolayısıyla, deneyim tasarımı alanındaki diğer tüm yetenekler gibi, kullanıcı deneyimi yazımının da sıkı tecrübe gerektirdiğini tahmin etmek pek zor olmasa gerek.
Küresel ölçekte, sektörde resmi olarak henüz bir-iki yıllık bir geçmişe sahip olan kullanıcı deneyimi yazarı (UX Writer) rolünün güncel karşılığı, kullanıcı arayüzünün ötesindeki karmaşık dijital yapıyı resmetmek ve içeriğin temel aldığı stratejinin önemini yansıtmaktır diyebiliriz. Tabii bu pek kolay değil. Gelin bunu biraz daha açalım.
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç.
Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
Bir kullanıcı deneyimi yazarı ya da adayı için gerçek mücadele alanı dil yeterliliği konusudur. Kullanıcı deneyimi yazımı (UX Writing) alanında uzmanlaşmak istiyorsanız ancak hem ana dilinize hem de ikinci bir dile — ki ana diliniz İngilizce değilse, ikinci dil olarak (malum nedenlerle) bunu düşünmek gerek — yeterince hakim değilseniz; yani gerçek bir iki dil bilen (bilingual) olmadığınızda karşılaşacağınız zorlukları kolay kolay aşamayacağınızı baştan kabul etmelisiniz. Açık olan şu ki, akıcılığı ne seviyede olursa olsun, bildiğimiz ikinci hatta üçüncü dillerde iletişim kurarken farklı düşünür, olan biteni farklı algılarız. Dolayısıyla, hangi dil ile muhatap olduğumuza bağlı olarak çevremizdeki dünyayı da. İşte bu fark, söz konusu kullanıcı deneyimi tasarımı olduğunda, içerik üretimine neden çok daha dikkat edilmesi gerektiğini doğrudan açıklar.
Aynı durum, bir ürün ya da servisin yerelleştirilmesi (localization) gerektiğinde de söz konusudur. Evet, İngilizce küresel bir dildir ancak; güven en iyi ana dilde oluşturulabilir. En iyi vakalarda dahi genel yaklaşım şudur: Ürünün ilk ve — belki — ikinci dildeki sürümleri, kapsamlı araştırmalara dayanarak özenle hazırlanır ancak; diğer tüm sürümler sadece basitçe tercüme edilir. Orijinal dilinden birebir çevrilen ifadelerin farklı kültürlerde doğru mesajı verip vermediği ise genellikle takip edilmez. Dolayısıyla, birden çok dilde güven inşa etmeyi amaçladığınız bir ürününüz varsa, kullanıcı deneyimi tasarımının yazım boyutuna da odaklanmış profesyonel bir ekiple çalışmayı büyüme stratejinizin önemli bir parçası olarak gündeminize almalısınız.
Farklı diller konuşan, farklı coğrafyalardan kullanıcılara hitap eden bir ürününüz varsa; tüm kullanıcıların yeterince İngilizce bildiğini varsayarak hareket etmek de kullanıcı deneyimi tasarımı evrenine genel yaklaşımın bir başka sorunlu yönüdür. Aslında bu, teknik dil kullanmakla birebir aynı şeydir: Siz ürününüzü baştan sona gayet iyi bildiğiniz için, bunun herkes için böyle olduğunu otomatik olarak kabul etme yanılgısına kolaylıkla düşebilirsiniz. Hâlbuki kullanıcılarınızı tanıyorsanız, endüstriye özgü dil sınırlarını da bilmeniz gerekir. Bunun için; bildiğinizi zannettiğiniz bir şeyi aslında bilmediğinizi fark ettiğinizde hissettiğiniz belirsizlik duygusu ile empati kurarak işe başlayabilirsiniz.
Yukarıda bahsedilen problemleri ortak bir zeminde buluşturmak her zaman pek kolay olmaz. Çözüm, bir marka kişiliği (brand persona) — bir işletmenin kişilik özellikleri, tutumları, değerleri ve güçlü yönleri; müşterilerin ilişki kurmasını ve bağlanmasını kolaylaştıracak insan benzeri özelliklerinin toplamı — yaratmak için efor harcamak ve buna bağlı olarak, olabildiğince erken aşamada, bir stil rehberi oluşturmaktır.
Böyle bir çalışmada başarılı bir çıktı, sadece içerik üretimi ve ilgili kuralları değil; ürününüzün kişilik ve davranışını, temsil etmesi gereken değerleri de kapsar. Ürün tipine bağlı olarak, yan yana geldiğiniz tüm üçüncü partilerin sizinle çalışmaya başlarken dikkate alması ve çalışma boyunca akılda tutması gereken bir öğrenim setidir. Hatta, işiniz büyüdükçe gelişen kuralların ve örneklerin derlendiği, bütünlüklü bir stil rehberi olmalıdır.
Güzel olan şu ki hem pazarlama hem de kullanıcı deneyimi profesyonelleri, karar verme süreçlerini büyük ölçüde basitleştiren bir aşama olarak araştırmanın gücüne inanan kişilerdir (eğer bu tanım takımınızdaki kişilere uymuyorsa dönüşmelerini sağlamalısınız). Kullanıcı deneyimi yazımında ise bu iki alan arasındaki duvar fark edilir şekilde incelir. Aslında, her iki alanda da deneyime sahip bir kullanıcı deneyimi yazarı ideal profildir.
Dijital evrende, bir metin içeriğin uzunluğuna karar verirken insanların artık okumadıkları yönündeki genellemelerden hareket etmeye eğilimliyiz. Bununla birlikte insanlar artık, şimdiye değin alışkın oldukları okuma deneyiminin ötesine geçiyor ve sadece birbirleriyle değil, dijital arayüzlerle ya da arabirimsiz sistemler ile de etkileşim kuruyor. Eğer etkileşimli (conversational) arayüzlerden sesli kullanıcı (voice user) arabirimlerine ya da hareket tabanlı (gesture-based) arayüzlere; kullanıcıların etkileşime geçtiği arayüzlerin çeşitliliğini dikkate alırsak, neden kullanıcı deneyimi metin yazımından (UX copywriting) değil de kullanıcı deneyimi yazımından (UX writing) bahsedildiği daha açık olur.
Spoiler: Kendini, bu yazıda şu ana kadar adı geçen tüm zorlukları çözmeye adamış biri ve daha fazlası.
Tasarım alanındaki rollerin olabildiğince ayrışması gerekip gerekmediğine dair birçok tartışma var. SHERPA’da UX Designer’lar, ürün/servis tasarımının her aşamasında yer alırlar. Projenin ihtiyaçlarına göre; UX Producer, UX Analytics Manager, UX Researcher ve Content Manager eşliğinde ürün/servis keşif, akış, eskiz, wireframe, UX Engineer’ın da katılımıyla prototipleme ve ardından son olarak final kullanıcı arayüzü (UI) tasarımı süreçlerini gerçekleştirirler. Bu, birbirinden farklı ölçekte pek çok projede yer alan bir tasarım stüdyosunda işe yarıyor. Diğer yandan, ürün ya da servis tasarımının evrelerini ayrıştırmak, karmaşık ve çok büyük ölçekli bir projede mantıklıdır.
Bununla birlikte, kullanıcı deneyimi tasarımı evrelerini ayrıştırmamanın sunduğu en önemli avantajlardan biri; bir tasarımcı olarak, ürün tasarımı sürecinin tüm aşamalarına aktif katılımın, içeriğin kalitesini ve dolayısıyla içeriğin kendisini belirleyen her detaya ilişkin net bir bakış açısı kazanmayı sağlayacağı gerçeğidir. Bir başka deyişle, “büyük resmi” görme fırsatı doğar. İçerik için adanmış bir uzmanlığa duyulan ihtiyaç; ürünün karmaşıklığı, projeye ayrılan süre ve söz konusu UX projesinin bütününü oluşturan görevlerin ayrıştırılması ihtiyacı ile doğru orantılı olarak artar. Tüm bu bileşenlerin kümülatif karşılığı ne kadar yüksekse, uzmanlaşmış bir kullanıcı deneyimi yazarı o kadar gereklidir.
Daha büyük takımlar genellikle, içeriğin tonu ve üslubu konusunda kapsamlı kılavuzlar içeren bir tasarım sistemi ile hareket eder. Aksi halde, kullanıcı deneyimi yazarı olmadan tutarlı bir üslubu korumak gittikçe zorlaşacaktır.
Aslında bu konuda daha önce kapsamlı bir makale yayınlamıştık ancak yine de yeri gelmişken kısaca bahsetmenin anlamlı olacağı kesin.
Her ne kadar birazdan bahsedeceklerim kullanıcı deneyimi yazarı ile içerik stratejisti rollerinin birbirine karıştırılması riskini yükseltiyor olsa da, bu iki rolün pek çok açıdan örtüştüğünü de söylemek zorundayım. Bununla birlikte, kullanıcı deneyimi ve içerik stratejisi arasındaki ilişki, içerik stratejisi danışmanlığı şirketi Brain Traffic’in kurucusu ve CEO’su ve aynı zamanda Content Strategy for the Web kitabının yazarı Kristina Halvorson tarafından, 2011 yılında, UX Magazine için hazırladığı bir makalede modern bir aşk hikâyesi olarak tanımlanmıştı bile.
Bu örtüşme öte yandan, kullanıcı deneyimi yazarı rolünün güçlü bir şekilde görevlerarası (cross-functional) takım üyesi olduğu gerçeğini de ortaya koyuyor. Aşağıdaki görevlerden bazıları, kullanıcı deneyimi yazarlarının bir çeşit yeni UX Unicorn olduğunu söylemeyi mümkün kılıyor.
Bir kullanıcı deneyimi yazarı;
Forum One’da UX Designer ve UXBooth’ta Kıdemli Editör olarak görev alan Kristina Bjoran tarafından derlenen kullanıcı deneyimi yazarı iş tanımları listesini incelerseniz, bu özet listenin oldukça yüzeysel olduğunu fark edersiniz. Yine de kullanıcı deneyimi yazarı rolü için ne denli kompleks bir iş tanımı yapıldığını, bu rol için kilit noktanın işbirliği olduğunu ve en iyi içeriği üretmenin nadiren tek kişilik bir gösteri olabileceğini yeterince ifade ediyor.
Ürün tasarımı ve geliştirme perspektifinden bakıldığında ise önemli olan, takımınızı bir kullanıcı deneyimi yazarı ile zenginleştirmenin zamanının gelip gelmediğine karar verirken geç kalmamanız gerektiği. Çünkü söz konusu olan, ürününüzün kullanıcıları ile kuracağı iletişimin tasarımı ve bu, tıpkı tüm ürün geliştirme sürecinin kendisi gibi, başlayıp biten bir aşamadan ziyade iteratif olarak gelişen bir süreç.
Olsun, hangimiz unutmuyoruz ki... Yeni bir şifre oluşturmak için e-posta adresini girmen yeterli.
Kapat