Alışveriş sepetiniz şu an boş
Tüm eğitimlere göz atarak ilgi duyduklarını sepetine ekleyebilirsin.
Alışveriş sepetiniz şu an boş
Tüm eğitimlere göz atarak ilgi duyduklarını sepetine ekleyebilirsin.
Gamfed Türkiye gönüllülerinden Beray Çinçin, online eğitim süreçlerinin tasarımında oyunlaştırma ve duygusal zekanın katkısı hakkında yazdı.
Beynimiz sadece bilgi tabanlı bir işleme mekanizması değil, duyusal ve bilişsel işlevlerin ayrılmaz bir şekilde perçinlendiği karmaşık bir sistemdir. Bir diğer deyişle, duygusal olarak güvende hissedilen bir online öğrenme ortamı kendine olan güveni ve motivasyonu da artırdığından, risk almayı teşvik ettiğinden ve yaratıcı ifadeyi geliştirdiğinden, eğitimlerde duygulara hitap etmek artı bir değer yaratabilir.
Çevrimiçi eğitimler boyunca duygusal zekaya hitap etmenin en pratik yollarından biri, sürece oyunlaştırma mekaniklerini dahil etmektir. Tayvan asıllı Amerikalı oyunlaştırma uzmanı Yu-kai Chou, tüm oyun mekaniklerinin aslında insanın sekiz temel duygusunu tetiklediğini belirtmiş ve bu modele Octogen ve Analysis kelimelerinin birleşimi olan Octalysis Modeli adını vermiştir. Modele göre insanın tetiklenen sekiz duygusu anlam, başarmak, sahiplik, güçlenmek, kaçınma, sosyal etki, azlık ve belirsizlik duygularıdır. Oyunlaştırma kavramı, bu sekiz esas kuvvete dayanır.
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç.
Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
Örneğin; Octalysis modeline göre tasarlanmış bir online eğitim sürecinde,
Bunların tamamı etkili bir online öğrenme deneyiminin kritik faktörleridir.
Öğrenme etkinliğinin oyunlaştırılmış bir düzleme entegre edilmesi genel olarak yalnızca eğitim katılımcılarının duygularına hitap ederek değil, aynı zamanda katılımcıların duygusal zeka bileşenlerini geliştirmeye odaklanarak da etki yaratabileceği yönünde çalışmalar mevcuttur.
Duygusal zekâ; yetenek ve karma model adı verilen iki yaklaşım üzerinden incelenmektedir. Mayer ve Salovey yetenek modelini benimserken, Cooper ve Sawaf Modeli, Bar-On Modeli ile Goleman Modeli ise karma model olarak incelenmektedir. Yetenek tabanlı modelde duygusal zekâ bir yetenekler grubu olarak görülüp kişisel bir yeterlilik şeklinde ele alınırken, karma modelde duygusal zekâ sadece kişisel bir yeterlilik olarak ele alınmayıp kişisel özellikler, davranışlar, sosyal ilişki ve beceriler çerçevesinde incelenerek açıklanmaya çalışılmaktadır.
Daniel Goleman’ın duygusal zekayı kendimizi motive etmek, kendimizde ve ilişkilerimizdeki duyguları iyi yönetmek için kendi duygularımızı ve başkalarının duygularını tanıma kapasitesi olarak tanımlaması, duygusal zekanın aslında ne olduğunun bir özeti olarak kabul edilebilir. Goleman, “Sosyal ve duygusal beceriler bilişsel gelişim ile yakından bağlantılıdır, çünkü ideal bir öğrenme ortamında öğrenenler odaklanmış, tamamen dikkatli, motive olmuş ve meşguldürler. İşlerinden zevk alırlar. (…) Benzer şekilde, öğretmenler ve diğer öğrenenler ile olan ilişkiler, öğrencilerin öğrenme isteklerini ve daha çok çaba gösterme yeteneklerine olan güvenlerini artırır.”
Peki, duygusal zekâ öğrenmeyi bu kadar olumlu bir şekilde etkileyebilir mi?
Düşünmenin duygusal olarak kolaylaştırılmasının hedef kitlemizin katılımını ve performansını nasıl geliştirdiğini keşfetmek için, duygusal zekanın üçü kişisel olan beş bileşenini aklımızda bulundurmamız gerekir.
Kişinin kendi duygularını, güçlü yanlarını, zayıf yönlerini, dürtülerini tanıma ve anlama, aynı zamanda bunları karar vermek için kullanma yeteneğidir. Eğitim katılımcılarının e-öğrenme deneyimi boyunca duygusal olarak farkında olma yetenekleri ne kadar güçlüyse, içsel benlikleri üzerinde o kadar iyi kontrol duygusu kazanırlar; dolayısıyla öğrenme hedefine ulaşmak için kendilerine olan güvenleri o kadar fazla olacaktır. Öğrenci merkezli bir yaklaşımı benimseyeceksek, e-öğrenme deneyimi üzerinde kontrol olanağı sunarak, eğitim katılımcılarının öğrenme eylemi sırasında karar verirken ne düşündüklerini ve hissettiklerini belirlemelerine yardımcı olmamız gerekecektir. Katılımcıların ilgi ve merakını tetikleyebilmek için eğlenceli multimedya içerikleri, farkındalık yaratmaya yardımcı öğeler barındıran materyalleri ve oyunlaştırma gibi araçları sürece entegre ederek etkileşimli e-öğrenim etkinlikleri ile öğrendiklerini uygulamaları için onları teşvik edebilmeliyiz.
Duygular henüz oluşurken, olumlu ve olumsuz tüm duygularımızı izleyerek onların nedenlerini anlamak ve o duyguyu kontrol edebilmektir. Sevinci hoş karşıladığımız gibi pes etmeden zorlukların üstesinden gelebilmek için elimizden geleni yapmak da duyguları yönetebilme kapsamına girecektir.
Duygusal zekanın bu bileşeni genellikle zor, sıkıcı veya ilgisiz e-öğrenme ödevleri sırasında eğitim katılımcılarının yaşayabileceği hayal kırıklığı, can sıkıntısı ve endişe hissetmelerinden kaynaklı olarak, e-öğrenme faaliyetleri sırasında yüz yüze öğrenme durumuna kıyasla daha fazla önem arz edecektir.
Bu noktada, hedef kitlemizin olumsuz duygularını kontrol etmesine ve değişen koşullara uyum sağlamasına yardımcı olmalıyız. Bunu yapmak için, hedef kitlemizi analiz ederek işe başlayabiliriz. Öğrenme sürecini başlatmadan önce oyuncu tiplerini kullanarak kişinin kendi serüvenini anlamlandırması ve kendi yolculuğunu başlatması için bir adım atabiliriz.
Eğitim faaliyeti boyunca düzenli geri bildirimde bulunmak özellikle önemlidir ve eğitim katılımcılarının kendi kendini yönetme becerilerini artıran e-öğrenme materyalleri oluşturmak süreci öğrenmenin etkinliği lehine yönetmemize katkı sağlayacaktır.
Öz motivasyon, kendi motivasyonumuzu kanalize etme ve başarıya ulaşma yeteneğimizdir. Online eğitimlerde, eğitim katılımcılarımızın güçlü bir öz motivasyon duygusu, öğrenmek için coşku, gayret ve sebat gibi olumlu duygular üretebilecekleri anlamına gelir.
Hedef kitlemizin öz motivasyon becerilerini geliştirmek için onlara anlamlı gelecek e-öğrenme materyali sunmamız gerekir. Ayrıca, güçlü ve zayıf yönlerini daha etkili bir şekilde belirlemelerine yardımcı olmak için eğitim boyunca onlara somut geri bildirimler sunabilmemiz verimi arttıracaktır.
Bir başkasının duygularını tanımak, içinde bulunduğu durum veya davranışlarındaki motivasyonu anlamak, ihtiyaçlarına karşı duyarlı olabilmek ve gereksinimlerine cevap verebilme yeteneğidir. Nam-ı diğer “empati”…
Duygusal zekanın bu bileşeni, karmaşık kurumsal ortamlarda eğitim katılımcılarının liderlik, satış veya müşteri hizmetleri gibi alanlarda etkili bir şekilde performans gösterebilmek için olağanüstü karar verme becerilerine ihtiyaç duymaları nedeniyle, çevrimiçi eğitim kursu tasarımında özellikle kritik bir öneme sahiptir.
Çalışanlarımızın sosyal farkındalığını artırmak için problem çözme ve çatışma yönetimi etkileşimlerini arttırmayı düşünebiliriz. Çalışanlarımıza seçimlerinin gerçek hayatta nasıl sonuçlara yol açtığını keşfetme şansı sunan vaka analizi senaryolarını kullanarak, hedef kitlemiz arasında duygusal bağlantılar kuran ikna edici bir öğrenme yaklaşımı izleyebiliriz.
Çatışmayı yöneterek diğer insanlarla destekleyici bir şekilde ilişki kurma yeteneğidir. Sosyal ilişkileri ele almak, bariz nedenlerden dolayı çevrimiçi öğrenmede duygusal zekanın bir diğer kritik bileşenidir. Öğrenenler birbirleriyle iyi iletişim kurabildiklerinde ve işbirliği yapabildiklerinde, daha etkili olurlar ve daha iyi sonuçlar üretirler. Sosyal becerilerini artırmak için , hedef kitlemizi sanal sınıf içinde ve dışında akranlarıyla güçlü ilişkiler geliştirmeye teşvik etmek için sosyal öğrenmeyi eğitime dahil edebiliriz. Takım oyuncusu kullanarak çevrimiçi eğitim sırasında sorumlulukları paylaşma fırsatları sunabiliriz. Bu şekilde, üretken ilişkiler ve güven, motivasyon ve sonuçlara bağlılığın gelişimi için ideal ortamı yaratmış oluruz.
Öğrenme maratonunda, duygusal zekaya hitap edecek hikayeleştirilmiş içerikler kullanmak, oyunlaştırma dinamikleri gibi motivasyon arttırıcı etkinliklerden faydalanmak bilginin uygulanması aşamasında bizleri destekleyecek ve yeni kavramları önceden edinilmiş bilgilerle harmanlamamıza yardımcı olacaktır. Bilişsel olarak aşırı yüklemeden kaçındığımız açık, anlaşılır ve yalın bir sunumla, eğitim süresince iş birliğini baz alan etkileşimli bir eğitim planıyla yola çıkmak öğrenme deneyimini kusursuzlaştırmamız için bizlere fayda sağlayacaktır.
Olsun, hangimiz unutmuyoruz ki... Yeni bir şifre oluşturmak için e-posta adresini girmen yeterli.
Kapat