Dijitalleşmeyle birlikte, bilgiye ulaşmak sadece parmaklarımızın ucunda; hem de saniyeler içinde! Öyleyse, çoğumuzun arzusu olan “sürekli öğrenme” için ideal zamandayız diyebilir miyiz? Ancak dijitalleşme ile hayatımıza giren “dikkat ekonomisi” gibi farklı kavramlar da var. Bilginin yoğunluğu ve birçok dışsal tetikleyicinin varlığı, bizi bu arzumuzdan uzaklaştırıyor. Çoğumuzun isteği, dikkatimizi vererek gereksinim duyduğumuz bilginin özünü hızlı bir şekilde elde etmek. Bir bakıma, her zamankinden “daha hızlı öğrenmek” istiyoruz.
Peki çok hızlı değişen süreçlere adapte olmaya çalışan ya da bilgi yoğunluğundan yorulmuş günümüz çalışanları için bunu nasıl mümkün hale getirebiliriz?
Bu içerik ücretsiz!
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç. Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
Dell EMC-Education Service’te Eğitim Stratejileri Yöneticisi olan Dr. Sydney Savion, mikro-öğrenmeyi, kısa süreler içinde verilen hap şeklinde, hazmı kolay bilgiler olarak tanımlıyor. Mikro-öğrenme sayesinde bilişsel yük hafifliyor. Bilişsel yük ne kadar fazlaysa, öğrenenler bilgiyi daha çabuk unutur. Bu nedenle, küçük parçalara bölünmüş içerik, öğrenenlerin bilgileri kolaylıkla sindirmesini sağlar. Hem de mobil yolla kolay ulaşılabilir hale getirir.
Mikro-öğrenme tasarlarken birbirinden bağımsız ve kopuk hedefler değil davranış açığa çıkaracak ve birbirini destekleyen, bütünleyen hedefler seçilmeli. Davranışın ortaya çıkması için Fogg Davranış Modeli’ne göre, 3 unsur bir araya gelmeli: Motivasyon, yetenek ve tetikleyici.
Oyunlaştırılmış mikro-öğrenme tasarımı, motivasyon ve tetikleyiciler ile katılımcılara keyif aldıkları, akışta kaldıkları bir öğrenme deneyimi sunar.
Oyunlaştırma ve mikro-öğrenmeyle e-öğrenim içerikleri üretmek için 4 öneri
Performansa dayalı öğrenmeye odaklanın
Mikro-öğrenmeyi her alanda kullanabilirsiniz ancak odak noktanız performans iyileştirme olmalı. Her mikro-öğrenme modülünün, öğrenenlerin belirli bir motivasyonel probleme dayalı öğrenme hedefine ulaşmalarına yardımcı olduğundan emin olun.
Bir video mikro-öğrenme tasarlarken kişinin davranışla ilgili motivasyonunu artırmasını sağlayacak içeriklerle başlayın. Bu davranışı kazanması öğrenen kişiye ne fayda sağlayacak ve kişinin performans sonuçlarını nasıl etkileyecek?
Aynı zamanda, katılımcıların akışta kalması için yolculukları iyi tasarlanmalı ve yeteneklerine göre görevler verilmeli. Görevler zor gelirse ya da kolay olursa akıştan çıkabilir.
Anlamlı oyun mekaniği kullanın
Mikro-öğrenme tasarımı, “biçim işlevden sonra gelir” ilkesini izler. Oyunlaştırma tasarımında, mekanikler için de benzer durum geçerlidir. Oyunlaştırmanın vitrini sayılan mekanikler, öğrenenlerin oyun içinde yaptığı davranışlar sonucunda geri bildirim verir ve etkisini yitirmemesi için iyi planlanmalıdır.
Öğrenme deneyimine hiçbir şey katmayan anlamsız oyun öğeleri eklemek, yalnızca öğrenenlerin dikkatini eğitimden uzaklaştırmaya neden olur. Eğitim bağlamına uygun ve anlamlı oyun öğeleri öğrenmeye değer ve ilgi katar. Sadece öğrenenlerin bir mikro-öğrenme modülünü tamamladıklarında puan kazandıları kurgu yerine; birbirlerine meydan okuyabildikleri, ustalık tablolarının olduğu zengin bir kurgu yaratın.
Hikayeyi, değişim için bir kaldıraç olarak görün
Anlattığımız hikayeler — kelimenin tam anlamıyla — yaşadığımız dünyayı yaratırlar. Dünyayı değiştirmek istiyorsan, hikayeni değiştirmelisin. Bu, hem bireyler hem de kurumlar için geçerlidir.
Michael Margolis (CEO, Storied)
Oyunlaştırmanın öğrenen katılımını artırdığı kanıtlanmıştır. Peki ya oyunlaştırma senaryosu onların iş bağlamıyla ilgili değilse? O zaman oyuncular içselleştiremediği bu kurgudan uzaklaşabilirler.
Geri bildirimleri değerlendirin
Oyunlaştırmanın öğrenmede bu kadar başarılı olmasının en önemli nedeni, gerçek zamanlı olarak anlamlı geri bildirim vermesidir. Sürekli bir geri bildirim döngüsü, öğrenenlere ilerlemelerini değerlendirmek için ip uçları verir ve davranışı tetikleyerek oyuncuyu akışta tutar.
Mikro-öğrenme ve oyunlaştırma arasında mükemmel bir denge vardır ve bu denge kurumsal eğitime bağlılık getirir. Oyunlaştırılmış mikro-öğrenme deneyimi ile çalışanlarınızın gelişimlerini keyifli hale getirebilir, onları mutlu edebilirsiniz.