Lonca.Works ile nasıl tanıştın? Şu an hala bir ilişkin bulunuyor mu yoksa mezun olup kariyerine mi odaklandın?
Lisans sonrası bir yandan kendi bölümümde yüksek lisansa başladım. Son sınıfta aktif rol almaya başladığım Yazılım Kulübü ile “kadın yazılımcı” ve “iş hayatında kadın” temalı etkinlikler organize ettik. Armağan ve Lonca ile tanışmam da yine kulüpçe organize ettiğimiz “Innovative Business Women” etkinliğinde oldu.
Armağan etkinlikte yaptığı Node.js atölyesinde Lonca’dan bahsederken acaba beni de kabul ederler mi sorusu içimden geçmişti ama soramamıştım, 1 hafta kadar sonra da dayanamayıp kendisine e-posta attım. Bir görüşme sonrasında çözmemi istediği kod katası ve codecademy‘deki JavaScript eğitimini tamamlamam ile birlikte 2015 yılında Lonca’ya katılmış oldum.
Lonca’da her çırağın tamamlaması gereken müfredat ve bitirmesi gereken bir proje var. Ben de projem üzerine çalışıyorum. Lonca mezun olunan bir yerden çok çırağın öğrenme ihtiyacı ve hızına göre hep devam eden, tecrübelerini aktararak daha hızlı yol almanızı sağlayabilecek ustaların olduğu bir oluşum. Bununla birlikte iş hayatında karşılaştığımız teknik olan/olmayan sorunlar konusunda da birbirimizin tecrübelerinden faydalanıyoruz. Lonca hayatımın anlamlı bir parçasını oluşturuyor ve oluşturmaya da devam edecek.
Peki şimdi de eğitim hayatına dair merak ettiğim bir soruyla devam etmek istiyorum. Bilgisayar mühendisliği okumana rağmen neden ekstra bir eğitime ihtiyaç duydun?
Bu kısma üzülerek cevap vereceğim. Üniversitelerdeki eğitim pek çok açıdan yetersiz. Hocalardan çok azı sektörü ve gelişmeleri takip ediyor/edebiliyor. Benim sadece bir tane hocam hem sektörü takip ediyor hem de bizi yeni şeyler öğrenmeye ve aynı zamanda sektörden insanlarla tanışmaya teşvik ediyordu. Bir de yazılım hızlı bir şekilde kabuk değiştiren ve sürekli güncellenen bir sektör. Bu yüzden en yeni teknolojilerin konuşulduğu bir ortamda bulunmak bile ufuk açıcı oluyor.
Bunlara ek olarak yazılım mühendisliği bir zanaatkârlık dalı olarak geçiyor. Bunun sebebiyse, tıpkı bir zanaat gibi nitelikli emek ve el becerisine dayalı ustalık isteyen bir iş olması. Bu noktada bir zanaat öğrenmenin en etkili yolu size tecrübelerini aktarabilecek ve daha hızlı yol almanızı sağlayabilecek bir ustanızın olması. Lonca, bunu sağlayan bir oluşum. Ayrıca inanın derslerle sektörün uzaktan yakından alakası yok…
Aldığın eğitimden bahsetmişken, üniversitede edindiğin bilgi birikimi profesyonel hayatta ne kadar işine yaradı? Eğer Lonca ile tanışmasaydın yine de kariyerinde bu kadar hızlı ilerleyebilir miydin sence?
Sanırım üniversitedeki eğitim hayatımdan en çok analitik düşünme kısmını kullanıyorum. Ve tabi ki temel mühendislik eğitimi hayata ve olaylara bakışımı şekillendiriyor.
“Şu an gıda üzerine bir teknoloji girişiminde hem front end developer hem de proje yöneticisi olarak çalışıyorum” diye yazınca havalı duruyor ama bütün bunları junior bir developer olarak yapmak oldukça sancılı geçti, geçiyor. Lonca bana bunun mümkün olduğunu ve yapabileceğimi öğreten yer. Lonca (özellikle de Armağan ve Yaprak) olmasa yurt dışına açılmaya cesaret edemezdim hatta belki de aklımdan bile geçirmezdim.
Kariyerinde özellikle uzmanlaşmak istediğin bir alan var mıydı ve Lonca sana bu açıdan neler kattı?
Lonca’dan önce okul dolayısıyla Java ve teknolojileri ile ilgilenmeye başlamıştım ancak Lonca ile birlikte web teknolojilerine karşı olan ilgimi, son kullanıcının deneyimlediği şeyleri ortaya çıkarmanın beni mutlu ettiğini gördüm. Bununla birlikte JavaScript’in geleceğinin de etkisi büyük.
Biraz da sektöre dair fikirlerine bakalım isterim. Sence bilişim sektörü erkek egemen bir alan mı? Türkiye ve İngiltere arasında bir kıyas yapabilir misin?
Aslında erkek egemenliği daha sektöre girmeden başlıyor. Geometri öğretmenimin tercih listemi gördüğü zaman “Bilgisayar mühendisliği erkek işi, bence sen riske atma tercihlerini” dediğini dün gibi hatırlıyorum. Üniversitede kadın bir hocamın bize web dersinde “Olmaz kızlar sizden” demesi de yine benzer bir örnek ve bir de bir erkek arkadaşımın “Bence sen bu bölümü bırakıp başka bir şey oku” demesi var tabii! Bu hepimizin elini taşın altına sokması gereken bir savaş…
İngiltere’de de kadınların yazılım sektöründe azınlıkta olması durumu çok farklı değil. Kadınlar genelde eğitim, sağlık, sosyal bilimler ve pazarlama alanlarına yönelmiş durumdalar. Gittiğim etkinliklerde de çok az kadın görüyorum. Bütün bunların arasında pozitif şeyler de var. İngiltere topluluk kavramı çok gelişmiş bir ülke, hemen hemen her şeyin bir topluluğu var ve kadınlara kodlama öğreten topluluklar da var. Gönüllü yazılımcılar haftanın bir günü bir araya gelip yazılımcı olmak isteyen kadınlara başlangıç noktası veriyor ve sorularını cevaplandırıyor. Sanırım Türkiye ile kıyaslayabileceğim en büyük fark burada başlıyor: Kimse yaşınıza, özgeçmişinize ve varmak istediğiniz yere yıkıcı eleştiride bulunup moralinizi bozmuyor. Şu an içinde bulunduğum girişim de – küçük bir ekip de olsak – kurucumuz ve bütün ekip arkadaşlarım kadın, inanılmaz bir destek ortamı var.