UX kariyerinde 2019 trendlerini yakalamak

2019’dayız. Tasarım endüstrisi, artık kullanıcı deneyimi tasarımının tanımında ortak bir noktada buluşur hale geldi.

Öte yandan, kullanıcı deneyimi tasarımcısının rolü de gitgide büyüyor. Günümüz dünyasında, farklı şirketler için farklı şeyler ifade eden bir iş unvanı olsa da, beceri seti sürekli olarak teknolojiye ayak uydurmak zorunda olan bir meslek olduğu da açık.

CareerFoundry olarak, bugüne dek 1000’den fazla tasarımcıyı eğittik. Bu da, piyasanın trendlerine ayak uyduğumuz ve hatta onları şekillendirdiğimiz anlamına gelir. Yani, insan kaynakları ve işe alım yöneticilerinin aradığı, baktığı ve önem verdiği gerçek trendler.

Peki, 2019’da kullanıcı deneyimi tasarımcısı olmak gerçekten ne anlama geliyor? Diğer meslekler ile yan yana neler yapıyor? 2019 ve sonrasında sektöre yön veren en dikkat çekici kullanıcı deneyimi kariyer trendlerinden beş tanesini derledik.

1. Uzman iş unvanlarının yükselişi

Geçen yıl kullanıcı deneyimi araştırmacılarının yükselişi ön plandaydı; bu yıl ise gittikçe daha fazla sayıda kullanıcı deneyimi yazarı ve bilgi mimarı göreceğiz.

Kullanıcı deneyimi tasarımı gibi geniş ve çok disiplinli bir alanda, uzman rollerine doğru bu kayma çok şaşırtıcı değil. Peki bu uzmanlaşma süreci, her işi kapsayan bir kullanıcı deneyimi tasarımcısı iş unvanı için yavaş yavaş alarm çanlarının çaldığı anlamına mı geliyor?

Tam olarak değil. Bazı tasarımcılar, işverenlerin “kullanıcı deneyimi tasarımcısı”nı iş unvanı olarak zorlamayı bırakmaları konusunda daha istekli olsa da, gerçek şu ki yetenekli tasarımcılar her zaman talep görmeye devam ediyor. Indeed iş ilanlarında yapılan bir araştırmaya göre ABD’de kullanıcı deneyimi araştırmacısı rolleri için 4.000 civarında pozisyon varken, kullanıcı deneyimi tasarımcısı rolü için ise bu rakam 17.000’den fazla.

Bu durumun yansıttığı şey kullanıcı deneyiminin olgunluğa eriştiğini gösteriyor. Giderek daha fazla sayıda şirket kullanıcı deneyimi tasarımının gerçekte ne kadar ne kadar geniş, derin ve çok yönlü olduğunu ve her şeyin tek bir iş unvanı altında ele alınmasını beklemek yerine, birkaç uzmana yatırım yapmaya istekli olduğunun farkına varıyor.

2. Freelance bir çalışma sistemine doğru giden trend

Uzmanlıktaki bu yükseliş ile iş unvanları, tasarımcıların çalışma biçimi ve şirketlerin işe alım metodlarında da bir değişim meydana geliyor. Kasım 2018’de The Creative Group, 1.000’den fazla yaratıcı uzmanı araştırmak için AIGA ile bir ortaklık yaptı. Yaratıcı ekiplerin %37’sinin önümüzdeki üç yıl boyunca serbest çalışanlara daha fazla güvenmeyi öngördüğünü, %17’sinin serbest çalışanların çabalarını kullanıcı deneyimi araştırma ve tasarımına odakladığını belirtti.

Şirketler artık işe alım esnasında pozisyonu değil, projeleri önemsiyor. Belirli kurum içi beceri boşluklarını doldurmak için proje bazlı serbest ve kontratlı işe alımlar giderek artıyor. Bu modelin en iyi örneklerinden biri ise, bir veya iki kullanıcı deneyimi tasarımcısından oluşan bir ekibin, belirli bir projeyi ayaklandırmak için geçici ve sözleşmeli olarak kullanıcı deneyimi araştırmacısını işe almaları olarak gösterilebilir.

Özellikle uzman tasarımcılar için 2019, kariyerine serbest çalışma yöntemi ile devam etmek için hiç olmadığı kadar fazla fırsat sağlayabilir.

3. Kullanıcı deneyimi uzmanları için ekranların ötesinde beceri gereksinimi

Artırılmış ve sanal gerçeklik, sesli kullanıcı arayüzleri ve sohbet botlarının çağında, kullanıcı deneyimi tasarımcıları artık hem ekranların hem de tasarımın ötesinde düşünebilmeliler. Kullanıcı deneyimi gitgide yapılan işin mali sonuçlarıyla iç içe geçiyor, dolayısıyla işverenler de artık sosyal becerilere ve iş zekasına daha fazla önem veriyorlar.

LinkedIn’in en çok aranan becerilerin yıllık listesine göre, 2019’da işverenler, kullanıcı deneyimi tasarımı, yapay zeka ve analitik akıl yürütme gibi uzmanlık gerektiren becerilerin yanı sıra yaratıcılık, işbirliği ve uyumluluk arayışındalar.

Kullanıcı deneyimi tasarımcılarının zaten bildiklerini daha az bilinen tipteki arayüzlere ve deneyimlere uygulamaya başlaması gerekecektir. Aynı zamanda, Sanal Gerçeklik (VR) için sürükleyici deneyimler yaratma sanatı veya ses için nasıl tasarım yapabilecekleri gibi yeni ilke ve yönergelere de hakim olmaları gerekecek.

Tipik dijital ve servis tasarım alanlarının ötesinde kullanıcı deneyimi tasarımcılarına açılan daha fazla fırsatı göreceğiz. Bilişim sektörüne ayak uydurmak isteyenler için kendini geliştirme becerisi, her zaman olduğu gibi, 2019 ve sonrasında da büyük bir odak noktası olacak.

4. E-öğrenme ve otodidaktizm çağı

Kendini geliştirme becerisi konusunda, kullanıcı deneyimi tasarımcıları yeteneklerini nerede ve nasıl öğrenmeli? Okul veya üniversiteler gibi geleneksel eğitim kurumlarında çok az kullanıcı deneyimi tasarım programı bulunuyor.  Günümüz tasarımcılarının birçoğunun kendi kendini eğitmesi ya da lisanssız programlara katılmasının en büyük nedeni de budur.

Alanın disiplinler arası doğası göz önüne alındığında, profesyonellerin hayatlarının ileriki safhalarında bir kullanıcı deneyimi tasarımı kariyerine geçmeleri de sıkça görülen bir durumdur. Kullanıcı deneyimi tasarımını sıfırdan öğrenmeye gelince ise, kapsamlı çevrimiçi programlar şu sıralar en çok tercih edilen yöntem olarak öne çıkıyor.

Yakın gelecekte bunun değişmesi olası mı?

Muhtemelen değil. 2015’te 107 milyar dolar ola küresel e-öğrenme pazarının, 2025 itibariyle 287 milyar dolara yükselmesi bekleniyor. Kullanıcı deneyimi dünyasına giren çevrimiçi eğitim kampı mezunlarının, geleneksel öğrenim kurumlarından gelenlere göre daha ağır basmasını bekliyoruz.

5. Etik tasarıma verilen öncelik

Kullanıcı deneyimi tasarımcılarının 2019 ve sonrasında ses, sanal gerçeklik (VR) ve artırılmış gerçeklik (AR) tasarımı gibi yeni becerilerde ustalaşmaya ihtiyaç duyacağından bahsetmiştik. Kullanıcı deneyimi tasarımcısı rolünü doğrudan etkileyen bir başka tartışmalı konu daha var, o da etik.

Ürün Tasarımcısı Lu Han kısa süre önce Spotify blogunda, eylemsizlik hali, uyku yoksunluğu, olumsuz imaj, kaygı ve depresyon gibi sonuçlara yol açabilecek etik olmayan tasarımların kullanıcıya verebileceği zararlı yöntemlerden bazılarınıtartışmaya açtı.

Özellikle teknoloji şirketleri, akıllı telefon bağımlılığı gibi konularda sorumluluk alma konusunda baskı altındalar. Basitçe kullanıcıyı suçlamak ve görmezden gelmek yerine, odağın sorumlu tasarıma geçmesi gerekir.

Bu konularda bazı ufak adımlar da atılmıyor değil. Örneğin, Instagram hesabınıza göz gezdirirken bir süre sonra eski fotoğraflara gelince “Hepsini gördün!” mesajı çıkıyor. Tabii ki hala gidilecek oldukça uzun bir yol var. Bu sorumluluğun çoğu da, kullanıcı gözünden bakabilen ve onları savunan kullanıcı deneyimi tasarımcıları tarafından üstlenecek.

Tasarımcıların, sağlıksız kullanım düzeylerini desteklemeden kesintisiz bir kullanıcı deneyimi sağlayan ürünler oluşturmak için çabalamalarına her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Tüketiciler 2019’da görünür bir şekilde bu konuda tavır takınan ve bu tavrı eyleme döken şirketleri destekleyecek, böylece etik tasarım çok büyük bir odak noktası olacak.