Alışveriş sepetiniz şu an boş
Tüm eğitimlere göz atarak ilgi duyduklarını sepetine ekleyebilirsin.
Alışveriş sepetiniz şu an boş
Tüm eğitimlere göz atarak ilgi duyduklarını sepetine ekleyebilirsin.
Web sitesini yenilemekte olduğumuz Wellabled ekibinin nazik daveti üzerine, SHERPA takımı olarak Well teknesi ile küçük bir tura çıktık. Well'i ve erişilebilirlik sağlamak amacıyla gerçekleştirdikleri yenilikleri deneyimlemenin yanı sıra, erişilebilirliğe ve küresel erişilebilirlik ideallerine yönelik aydınlatıcı bir sohbet fırsatını da yakaladık. Tertemiz deniz havasını ciğerlerimize doldururken, erişilebilirliğe yönelik empatimizi de geliştirme imkanı bulduk. Deneyimlerimizi ve öğrendiklerimizi paylaşmak için yazının devamına göz atın.
Gelin, nesnelerin internetinin hayatımıza olumlu katkılarda bulunmasını sağlamak için, bir deneyim tasarımcısı ya da ürün geliştiricisi, hatta hepsinden önce birer kullanıcı olarak dikkat etmemiz gerekenlere göz atalım.
Yemek programlarını izliyorsanız şu cümleyi sıkça duymuş olmalısınız: “Önce malzeme listemize bir göz atalım…” Bir kullanıcı deneyimi tasarlıyorsanız ve üretim süreci öngördüğünüzden daha uzun sürüyorsa ya da hedeflenen kullanıcı deneyimi ile final kullanıcı deneyimi arasında gözle görülür bir fark varsa klişelere son vermenin tam zamanı: Kervan yolda düzülmüyor ve yayında “toplamıyor”.
Yalınlık, büyük ve yenilikçi ürün tasarımının ilk adımıdır. Fakat yalınlık, minimalist stille sıkça karıştırılır. Gelin, aslında yalın gözüken minimal ürün arabirimlerinin sahip olduğu gizli karmaşıklığa göz atalım.
Algılarınızdan ve ön yargılarınızdan kurtularak düşünün lütfen: Siz, kullanıcı deneyimi tasarlayabilir misiniz? Evet. Üstelik bir kullanıcı deneyimi tasarlamak sadece sizin değil, herkesin yapabileceği kadar basit.
Sayfa içinde yer alan objelerin aralarında ve etrafında bulunan veya genel sayfa yerleşimdeki beyaz alan ya da “negatif alan”, genelde görmezden gelinir ve ihmal edilir. UX Efsanesi #28'de, beyaz alanın web arabirimi tasarımında ne kadar önemli olduğuna göz atıyoruz.
Konu kullanıcılardan geri bildirim almaya geldiğinde, amaçları tamamen farklı olmasına rağmen genellikle kullanıcı testleri ve odak grubu çalışmaları arasında karmaşa yaşanır. Gelin bu konuya göz atalım ve bu karışıklığı gidermeye çalışalım.
Kahve makinem her sabah ben uyanmadan kahvemi hazırlasa, hatta kahve hazır olunca beni e-posta ile bilgilendirse, çiçeklerim her gün ihtiyaç duydukları kadar sulansa, evdeki klimam ben eve yaklaşıyorken çalışmaya başlasa ve eve geldiğimde ev tam istediğim sıcaklıkta olsa; hatta, evim biraz keyiflenmem için beni güzel bir müzikle karşılasa. Peki bunu kendimiz bile yapabilsek? Çok güzel olmaz mı? Bizce de öyle. Öyleyse Internet of Things olarak adlandırılan “Nesnelerin interneti” konusunda bir özet yapalım.
Pek çok kurum Yeni Coca-Cola (Coke) veya Aeron sandalyeleri gibi geçmişte yaşanmış araştırma fiyaskolarını göz ardı ederek, insanlara internet sitelerinde veya hizmetlerinde ne tür değişiklikler görmek istediklerini sormaya devam ediyor. İnsanlara sorarken şunu unutmamak gerekir: insanlar gelecekteki davranışlarına dair kendinden emin ancak yanlış tahminlerde bulunabilirler; özellikle yeni ve aşina olmadıkları bir tasarım kendilerine sunulduğunda. Bir şeyi kullanmayı hayal etmekle, onu gerçekten kullanmak arasında büyük bir fark vardır. Dahası, insan tercihleri oldukça istikrarsızdır. Gelin, kullanıcı araştırmaları yaparken nelere dikkat etmek gerektiğini UX Efsanesi #21'de okuyalım.
İdeal dünyada kullanıcıların web sayfanızın tümünü tarayarak aradıkları ufacık bir bilgiyi bile bulması beklenir fakat araştırmalar bunun doğru olmadığını gösteriyor. Kullanılabilirlik testleri gösteriyor ki kullanıcılar gözlerine çarpan ilk mantıklı seçeneği tercih ediyor. Kullanıcıların tercihlerini nasıl yaptıklarını öğrenmek için UX Efsanesi #15'e mutlaka göz atın.
Birçok tasarımcı tekerleği yeniden icat etmeye girişmek yerine alışılagelmiş kullanıcı arayüzü şablonlarını adapte eder. Bununla birlikte, alışılageldik tasarımların önceden test edilip onaylanan kullanılabilirlik faktörlerinin iyi çalıştığını dikkate almak gerekir. Kullanıcılar bu arayüzleri iyi tanıdığından, herhangi bir açıklama yada kullanım talimatına gerek duymazlar. Arayüz tasarımı yaparken kullanıcı alışkanlıklarını nasıl değerlendirmeliyiz? Daha fazlası yazının devamında.
Kullanılabilirlik testleri ve göz-izleme çalışmaları, editoryal fotoğrafların ve diğer dekoratif grafik öğelerin, web sitesine nadiren değer kattığını, buna karşın çoğunlukla kullanıcı deneyiminin geliştirilmesine zarar verdiğini göstermiştir. Dekoratif amaçlı kullanılan görüntüler, web sitesindeki konulara ilişkin değildir ve işe yarar bilgiler içermezler. Kullanıcılar, editoryal fotoğrafları çoğu kez göz ardı ederek çabalarınızı boşa çıkarabilirler.
Olsun, hangimiz unutmuyoruz ki... Yeni bir şifre oluşturmak için e-posta adresini girmen yeterli.
Kapat