Alışveriş sepetiniz şu an boş
Tüm eğitimlere göz atarak ilgi duyduklarını sepetine ekleyebilirsin.
Bir kullanıcı deneyimi blogu olarak doğan SHERPA Blog, en güçlü olduğu konuda iftiharla sunar: Girişimciler için UX. Kullanıcının, bir ürün, hizmet ya da sistemden en optimum şekilde nasıl faydalanabileceği ve girişimcilerin bunu kullanıcılarına nasıl sağlayabileceğine dair bütünsel bir bakış açısı bu seride seni bekliyor. Kullanıcı Deneyimi (UX) alanında daha fazlasını öğrenerek girişimini daha yükseğe taşımak için bilgi birikimini artırmana yarayacak tüm SHERPA Blog içerikleri burada.
Uzun süredir tasarımcıların tartıştığı ve tartışmaya devam ettiği konulardan birisi de, kullanıcı odaklı tasarımının bazı sorulara yanıt verememesi ve başka sorunları da beraberinde getirmesi. Kullanıcı odaklı tasarımı iş yapma süreçlerinin merkezine koyan birçok şirket, kullanıcıların karşısına ne yazık ki karmaşık ve kafa karıştırıcı ürünlerle çıkıyor. Buna engel olmanın yolu ise aktivite odaklı tasarıma şans vermekten geçiyor.
Bu soruyu, bir kullanıcı deneyimi tasarımı ofisinin kurucusunun yanıtlayacak olması, SHERPA ve SHERPA Blog'u yeni tanıyanlar için ilk bakışta "taraflı bir yanıt" olarak algılanabilir. Lakin bilen bilir, bizler acı gerçekleri hiç evirip çevirmeden aktarmamızla gönüllerde yer edindik. Gelin, farklı yaklaşımların olası sonuçlarını, konuyu enine boyuna ele aldığım yazıda irdeleyelim.
Eminim ki şu anda bile kullanıcı deneyimi hakkında en az beş kitap yazılıyordur. Fakat bazıları var ki düşünce sisteminizi değiştirebilecek, yaşadığınız sorunlara cevap bulabileceğiniz kitaplar. Bence her ne kadar bu tür kitapları elle tutup üzerine not düşmek çok daha verimli ve zevkliyse de, bazıları e-kitap olsun yeter ki olsun denecek kadar güzel.
En son söyleyeceğimizi en baştan söyleyelim: Evet! Start-up’ınızı yürütmeye çalışırken karşınıza çıkıp duran ve o nefret ettiğiniz kısıtlar yaratıcılığınızı ateşler. Hatta biraz daha ileri gidelim; işin başında peşin peşin sahip olunan finansal güç ve kırmızı halı gibi öne serilen sonsuz kaynaklar, tam tersi etkiyle inovasyonun önünü bile keser.
Biliyoruz ki, yazılım dünyasının “geliştirici” ihtiyacını büyük oranda bilgisayar mühendisliği bölümü mezunları karşılıyor. O zaman sorulması gereken soruya geçelim: Yazılım geliştiricileri erişilebilirlik konusunda ne kadar bilgi sahibi? Bu sorunun cevabı, tek başına belirleyici olmasa bile, son kullanıcı olarak karşımıza çıkan uygulamaların ne kadar erişilebilir olduğu ile de bağlantılı olacak.
Dijitalle bütünleşmiş yeni gerçek hayatta her kullanıcı sunulan her ürün ve hizmetin ayrılmaz bir parçası. Bu yüzden kullanıcı deneyimi; girişimciler, tasarımcılar ve elbette kullanıcılar için her saniye daha da büyük değer kazanıyor. Öyleyse nedir bu kullanıcı deneyimi dedikleri ve gerçek hayatımıza etkileri?
"Aman ha, müşteri velinimetimizdir. Hayır dersek, ayıp olur." önyargısı, her girişimciye vergi numarası dahi almadan önce atanan ilk "tüzel derstir" dersek, abartmış olmayız diye düşünüyorum. Peki, gerçekten "ne olursa olsun", onlar bizi terk edene kadar müşterilerimizle çalışmaya devam mı etmeliyiz?