Alışveriş sepetiniz şu an boş
Tüm eğitimlere göz atarak ilgi duyduklarını sepetine ekleyebilirsin.
Dijital dünyada yaşanan gelişmeler ile hızlı büyüme gösteren firmaların sayısı da artıyor. İmkanların böylesine iyileşmesine rağmen Growth(Büyüme) süreci kolayca erişilebilecek ve kısa sürede tamamlanacak bir süreç değildir.
Yemek programlarını izliyorsanız şu cümleyi sıkça duymuş olmalısınız: “Önce malzeme listemize bir göz atalım…” Bir kullanıcı deneyimi tasarlıyorsanız ve üretim süreci öngördüğünüzden daha uzun sürüyorsa ya da hedeflenen kullanıcı deneyimi ile final kullanıcı deneyimi arasında gözle görülür bir fark varsa klişelere son vermenin tam zamanı: Kervan yolda düzülmüyor ve yayında “toplamıyor”.
Analytics Taxonomy terimi hayatımıza, onyüzmilyon event'i olan ve Google Analytics üzerinde detaylı bir raporlamaya ihtiyacı olan Nesine projemiz üzerinde çalışırken girdi. Kurucumuz Yakup Bayrak “Ya bu böyle olmaz; bizim bu eventleri öncelikle sınıflandırmamız lazım!” demesiyle ortaya çıkan bir doküman aslında.
Baş ağrımızın sebebi düşünmeksizin davrandığımız Apranax Forte gibi "siteyi yenileme" de mevcut web siteleri ile ilgili en sık başvurulan "kökten çözüm" tedavisidir. "Yenileme kararının" tartışıldığı masalarda ne yazık ki aşağıdaki ve benzeri dijital pazarlama aforizmaları havalarda uçuşur.
Erişilebilirlik kurallarına uyum sağlamak çok zor gözükebilir. Ancak yalnızca 5 basit sorunu çözerek, sitenizin erişimine dair son derece fark yaratan sonuçlara ulaşabilirsiniz.
Milyon dolarlık değerlemeye ulaşmış girişimleri takip eden ve uyguladıkları stratejileri inceleyen yeni nesil girişimcilerin şu an odaklarındaki konu Growth Hacking. Çevik (Agile) yönetim teknikleri de en az onun kadar, aynı ekosisteme ait insanların odağında. Peki her ikisini birlikte uygulamak ne kadar mümkün?
Microsoft geçtiğimiz aylarda tanıttığı yeni işletim sistemi Windows 10’la beraber nur topu gibi bir tarayıcıyı daha hayatımıza sokmaya hazırlanıyor. Project Spartan adıyla ilk olarak duyurulan Edge bize neler getiriyor?
Evet, çağımızın hastalıklarının başında aşırı derece bilgiye (daha doğrusu veriye) maruz kalıp, iOS pençesine düşmek ve tabi ki nihayetinde kararsızlık havuzunda boğulmak var. Peki bilgi obezitesinden kurtulup, kararsız kalmadan nasıl aksiyon alabileceğiz?
Yalınlık, büyük ve yenilikçi ürün tasarımının ilk adımıdır. Fakat yalınlık, minimalist stille sıkça karıştırılır. Gelin, aslında yalın gözüken minimal ürün arabirimlerinin sahip olduğu gizli karmaşıklığa göz atalım.
Algılarınızdan ve ön yargılarınızdan kurtularak düşünün lütfen: Siz, kullanıcı deneyimi tasarlayabilir misiniz? Evet. Üstelik bir kullanıcı deneyimi tasarlamak sadece sizin değil, herkesin yapabileceği kadar basit.