Alışveriş sepetiniz şu an boş
Tüm eğitimlere göz atarak ilgi duyduklarını sepetine ekleyebilirsin.
Bir kullanıcının, bir ürün, hizmet ya da sistemden belirli faydalar sağlamak amacıyla, belirli hedeflere erişmek için tecrübe ettiklerine, yani o üründen bütünsel bir bakış açısıyla edindiği tecrübeye dair tüm bildiklerimizi bu kategoride derledik.
Dijital pazarlama stratejileri geliştirmek ve uygulamak söz konusu olduğunda, bir kavram genellikle hesaba katılmaz: Kullanıcı deneyimi (UX). Oysa kullanıcı deneyimi, yaşadığımız über-dijital çağda o kadar önemli ki, kullanıcıyı merkeze koymadan, onun ne istediğini anlamadan hatta belki kullanıcıları segmente etmeden uygulanan dijital pazarlama taktikleri maalesef başarılı bir pazarlama yönetimi yapmanın önüne geçiyor.
Eminim ki şu anda bile kullanıcı deneyimi hakkında en az beş kitap yazılıyordur. Fakat bazıları var ki düşünce sisteminizi değiştirebilecek, yaşadığınız sorunlara cevap bulabileceğiniz kitaplar. Bence her ne kadar bu tür kitapları elle tutup üzerine not düşmek çok daha verimli ve zevkliyse de, bazıları e-kitap olsun yeter ki olsun denecek kadar güzel.
Dünyaca ünlü sihirbaz Dariel Fitzkee, bir konuşmasında “Sihir hem detaylarda, hem de performanstadır.” der ve deneyim tasarımı teorisine bilmeden de olsa, büyük bir katkıda bulunur. Performans aşaması öncesinde; bütün sihir, tasarımcının ellerinde şekillenen detaylarda gizlidir. İşte bu yüzden doğru tasarlanmış mikro etkileşimler, performans aşamasında her deneyimi kullanıcılar için "özel" hissettirir.
Adını belki duydunuz belki de ilk kez duyuyorsunuz ama onun dehasından “ilham alan” tasarımları birçoğunuz hayranlıkla kullanıyorsunuz. Endüstriyel tasarımda sadeliğin ve basitliğin başarı hikayesini, modern zamanlara damgasını vuran çizgileriyle yazan Alman tasarımcı, aynı zamanda birçok güncel tasarım ikonunun yaratılmasına da ilham kaynağı oldu. İster bir kullanıcı ister bir tasarımcı olun, Dieter Rams adını bugünden sonra asla unutmayacaksınız.
İyi bir kullanıcı deneyimi sunmanın yolu zaman zaman yükselen trendlere ayak uydurmaktan geçiyor. 2016 yılının ilk yarısı henüz sona ermişken en çok karşımıza çıkan, kullanıcı deneyimini bir seviye yukarı taşıyan trendlerine gelin birlikte göz atalım...
Tasarladığınız deneyim ister bir web sitesi ya da uygulama için, ister bir fiziksel ürün için olsun, dikkate almanız gereken en önemli şey, kullanıcınızın onun için tasarladığınız senaryolara bağlı kalarak amacına ulaşabilmesi olmalı. Peki kullanıcınıza sunduğunuz arabirim karmaşık işlevler içeriyorsa, kullanıcınızın dikkatinin dağılmamasını nasıl sağlayabilirsiniz? Bu yazımızda kullanıcı arabirimlerinin dikkat dağıtıcı virüsüne, context-shifting’e ve arabirimlerimizde bunu önlemenin yollarına değinmek istedik.
Her gün çevremizde ya da dışarıda cep telefonunda oyun oynayan birkaç kişi ile karşılaşıyoruz. Genellikle metro ve otobüs gibi toplu taşıma araçlarında önüne eğilmiş, telefon ekranı üzerinde parmaklarıyla ani hareketler yapması ya da telefon ekranını sağa sola çevirmesi ile kendini ele veren cep telefonu oyuncularına geçtiğimiz hafta yepyeni bir grup katıldı. Diğerlerinin aksine açık havada, bir turist edasıyla telefon ekranındaki haritaya bakarak gezen bu oyuncu profiliyle tanışmamızın vesilesi ise yeni bir oyun: Pokémon GO
Dalgası ülkemize geç de olsa vurmuş olan yeni "kanal pazarlama" yaklaşımı Omni-channel Marketing, ne yazık ki bazı jargon tüccarlarının elinde "Oooo yeni malzeme geldi; millet okuyup altını doldurmadan biz uçuşlara başlayalım." aşkını çoktan ateşledi. Bu ateşten etkilenen bazı proje sahipleri de işin doğrusunu anlatmaya çalışanlara "Ama onlar omni-channel yapıyorlar yani..." diye yanıt vererek, tuzağa düşmeye başladılar bile... Biz de "SHERPA Efsane Yok Etme Timi" olarak bu konuya yatarak müdahalede bulunalım ve jargon tüccarlarına karşı bir nebze de olsa sizleri koruyalım istedik.
Uygulamalar günümüzde dijital yapının temel taşları. Bu alanda belki yapılabilecek pek çok şey çoktan yapıldı ama bugün bile bir uygulama tasarlayıp kitlelere ulaşmak için geç kalmış sayılmazsınız. Uygulamanızın başarıya ulaşması için ise şu 3 altın kuralı mutlaka dikkate almalısınız...
Kullanıcı davranışlarının bazı temellerini anlayıp, tasarıma uyarlamak, bir şirketin yapabileceği en önemli şeyler arasındadır. Bunun için de her zaman göz önünde bulundurmanız gereken en önemli nokta şudur: İnsan psikolojisi.
Belki de insan olarak hepimizin paylaştığı ortak bir özellik, başka insanların düşünce biçimini irdelemek veya anlamaktaki eksikliğimizdir. Başkalarının ne düşünüyor olabileceğini veya bizim onlara söyleyeceğimiz bir şeye nasıl tepki verebileceklerini bilmek isteriz. Aynı zamanda farklı ürünler arasında nasıl bir tercihte bulunabileceklerini de bilmek isteriz; özellikle de bu ürünlerden birini biz ürettiysek...
İstanbul’un park sorunu herkesin malumu. Durum, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde ya da diğer şehirlerde de - şehir mimarisindeki kaostan kaynaklanmasa da sürücülerin davranışları nedeniyle - İstanbul’dan farklı değil. Peki, kentlerdeki park sorununun nedeni ne ve dahası bu problem nasıl çözülebilir? Daha açık sormak gerekirse, bu problem için küresel ve sürdürülebilir bir yaklaşım mevcut mu?