Alışveriş sepetiniz şu an boş
Tüm eğitimlere göz atarak ilgi duyduklarını sepetine ekleyebilirsin.
Dijital olanın insana dair tasarlanması gerekliliği ile iç içe bir bakışla konuları ele aldığımız bu kategoride görsel tasarımdan kullanıcı deneyimine, araştırma tekniklerinden kişilik tiplerine kadar bir çok konuya ışık tuttuk.
Adını belki duydunuz belki de ilk kez duyuyorsunuz ama onun dehasından “ilham alan” tasarımları birçoğunuz hayranlıkla kullanıyorsunuz. Endüstriyel tasarımda sadeliğin ve basitliğin başarı hikayesini, modern zamanlara damgasını vuran çizgileriyle yazan Alman tasarımcı, aynı zamanda birçok güncel tasarım ikonunun yaratılmasına da ilham kaynağı oldu. İster bir kullanıcı ister bir tasarımcı olun, Dieter Rams adını bugünden sonra asla unutmayacaksınız.
Tasarladığınız deneyim ister bir web sitesi ya da uygulama için, ister bir fiziksel ürün için olsun, dikkate almanız gereken en önemli şey, kullanıcınızın onun için tasarladığınız senaryolara bağlı kalarak amacına ulaşabilmesi olmalı. Peki kullanıcınıza sunduğunuz arabirim karmaşık işlevler içeriyorsa, kullanıcınızın dikkatinin dağılmamasını nasıl sağlayabilirsiniz? Bu yazımızda kullanıcı arabirimlerinin dikkat dağıtıcı virüsüne, context-shifting’e ve arabirimlerimizde bunu önlemenin yollarına değinmek istedik.
Kullanıcı davranışlarının bazı temellerini anlayıp, tasarıma uyarlamak, bir şirketin yapabileceği en önemli şeyler arasındadır. Bunun için de her zaman göz önünde bulundurmanız gereken en önemli nokta şudur: İnsan psikolojisi.
Kullanıcı deneyimi tasarımı ile gerçek hayatın ufak çaplı simülasyonlarını yaratırken, basit, net ve sonuç odaklı bir sorgulama akışı uygulamak hayati önem taşıyor. Soru sormak gerçekten de bir sanat ve bunda ustalaşmak başarının anahtarı. Cevapları bilmek size sadece okulda yardımcı olacak, soru sormayı bilmekse tüm hayatınızda…
Belki de insan olarak hepimizin paylaştığı ortak bir özellik, başka insanların düşünce biçimini irdelemek veya anlamaktaki eksikliğimizdir. Başkalarının ne düşünüyor olabileceğini veya bizim onlara söyleyeceğimiz bir şeye nasıl tepki verebileceklerini bilmek isteriz. Aynı zamanda farklı ürünler arasında nasıl bir tercihte bulunabileceklerini de bilmek isteriz; özellikle de bu ürünlerden birini biz ürettiysek...
Apple’ın, akıllı kol saati Apple Watch’ı tasarlarken yola çıktığı düşünce, aslında adeta yapışık yaşadığımız telefonlarımızı bir nebze elimizden düşürmemizdi. Steve Jobs’ın rehberliği olmadan tasarlanmış olan bu ilk ürün, bazıları için bir yük olsa da; aktif kullanıcılar, akıllı saat fonksiyonlarını efektif bir biçimde hayatlarına işlemiş durumdalar. İşte günlük yaşamınıza adapte edebilirseniz gerçekten işinize yarayacak 5 akıllı saat uygulaması...
Dijitalle bütünleşmiş yeni gerçek hayatta her kullanıcı sunulan her ürün ve hizmetin ayrılmaz bir parçası. Bu yüzden kullanıcı deneyimi; girişimciler, tasarımcılar ve elbette kullanıcılar için her saniye daha da büyük değer kazanıyor. Öyleyse nedir bu kullanıcı deneyimi dedikleri ve gerçek hayatımıza etkileri?
Teknoloji alanındaki gelişmeler, önceden “lüks” kabul ettiğimiz şeyleri bizler için birer ihtiyaca dönüştürdükçe, yaşamsal deneyimimizi yeni ürün ve servislerden oluşan görünmez bir küreyle çevreliyor; bu yeni “ihtiyaçlarımızı” karşılamak için attığımız her adımda, kendimiz ve ihtiyaçlarımızın arasına ördüğümüz bu katmanı güçlendiriyoruz. Önceleri “olsa iyi olur” düşüncesiyle değerlendirdiğimiz bu katman, artık bizler için inorganik birer uzuv niteliği taşıyor ve varlığımızın temel bileşenlerinden biri haline geliveriyor. Peki, bir ürün ya da servis tasarlarken kullanıcımızı salt fayda ile en hızlı şekilde nasıl buluşturabiliriz? Başka bir deyişle, kullanıcılarımızın yolundan nasıl çekileceğiz?
Bilgisayar kaynaklı hesaplamalar iyi bir tasarım için gerekli ama, bazen yeterli olmuyor. Çünkü bilgisayarlar henüz insan algısına yönelik hesaplamalar yapamıyor. Tasarımcıların, bu hesaplamalarla yetinmek yerine, içinde bulundukları duruma göre bazı müdahalelerde bulunmaları gerekiyor. Bu yazımda, optik algıya uygun bir tasarım yaparken dikkat etmemiz gerekenleri derledim.
Gestalt, 20. yüzyılın sonlarında, Almanya'da ortaya çıkan; algı ve kavrama süreçlerine odaklanarak, algıya yön veren temel yasaları tanımlayan bir psikoloji kuramı. Bu kuram basitçe, bütünün, onu oluşturan parçaların toplamı değil, daha fazlası olduğunu savunuyor. Peki bu aslında ne demek ve kullanıcı deneyimi tasarımı ile nasıl ilişkileniyor? Bu makalede, kullanıcı deneyimi tasarımı ile temel algı ilkeleri arasındaki bağları inceledik.
Facebook duvarımızda gördüklerimiz bizim için, bizim alışkanlıklarımıza göre seçilerek sunuluyor. Aynı Google aramasını yapan 2 farklı kişi, farklı sonuçlarla karşılaşıyor. Algoritmalar, internet deneyimimizi baştan aşağı özelleştiriyor. Bir başka deyişle, sizin internetiniz ile en yakın arkadaşınızın interneti aynı internet değil. Alper Balkanlı, internet kullanıcılarının davranışlarını tanımaya, modellemeye ve her kullanıcıya farklı içerikler sunmaya yarayan algoritmaları SHERPA Blog için yazdı.
Kullanıcı arabirimleri tasarlarken kolaylık kadar hız da önemli. Peki elde optimum sonuca ulaşmanın bilimsel bir formülü var mı?