Alışveriş sepetiniz şu an boş
Tüm eğitimlere göz atarak ilgi duyduklarını sepetine ekleyebilirsin.
Kullanıcı alışkanlıklarını ve sitenin kullanılabilirliğini ölçerken bütçeyi veya proje planını zorlamadan önemli bilgiler toplamak için kullanabileceğiniz faydalı gerilla test yöntemlerinden bazılarına gelin birlikte göz atalım.
Kullanıcı araştırmalarında hedef kitlenizin arzuları, istekleri, ihtiyaçları, korkuları, duyguları ve düşünceleri rakamlar ve istatistiklerle ölçülemez. Bu konuda kullanılabilirlik testleri, zihinsel model (mental model) ve odak grubu (focus grup) gibi kalitatif araştırma çeşitleri bulunsa da, asıl soru bu araştırmalar sırasında kullanıcının ihtiyaçlarına mı, yoksa isteklerine mi odaklanmak gerektiğidir.
Kullanıcı araştırmaları çoğu zaman kalilatif yürüse de son zamanlarda kantitatif araştırmaya verilen önem gittikçe artıyor. Genelde bu tip araştırmalar için bütçeler kısıtlı olduğu için online anketler can simidi oluyor. Neyse ki online araştırma yürütmek için Hotjar, Google Forms, Typeform ve SurveyMonkey gibi çok sayıda araç var. Peki bunları kullanırken nelere dikkat etmeli? Online anketlerden en yüksek verimi almak için ne yapmalı?
Tasarımcı ve yazılımcıların birlikte çalışırken karşılaştığı en temel sorunun iletişim problemi olduğunu söyleyebiliriz. Peki ne oluyor da bu ikili için iletişim arapsaçına dönüyor? Bu problemi çözen yeni nesil araçlar ve programlar neler?
Başarı elde etmenin esaslarından biri, sanılanın aksine ne zaman “evet” diyeceğinizi bilmek değil, “hayır” demekten korkmamak olmalı. Öyleyse daha başarılı olmak için daha çok “Hayır!” demeye ve bunu nasıl yapacağınızı bilmeye ihtiyacınız olabilir.
Yaygın kanı içerik ile deneyim arasında bir tavuk-yumurta paradoksundan söz etse de, müşteri ya da kullanıcılarınıza sunduğunuz iyi deneyimin özünde doğru kurgulanmış, üstüne kafa yorulmuş içerik yatıyor. Peki, marka değerine katkısı açısından değerlendirildiğinde sanki deneyimin altında eziliyor gibi görünen içeriğin bu gizil gücü nereden geliyor?
2017 hem arayüz tasarımcıları, hem de kullanıcılar için güçlü, sade ama aynı zamanda renkli mi renkli arabirimlere sahip bir yıl olacağa benziyor. Canlı ve derece derece değişen renkler daha şimdiden trend olmaya başladı. Bu yüzden bize düşen renkler ve geçişler konusunda cesur hamlelerden sakınmamak olacak. Bu yazımda sizlerle, arayüz tasarımlarında canlı gradyan geçişlere sahip tasarımcıları ve koleksiyonumda yerini almış çalışmalarını paylaşacağım.
Tasarım, ilk bakışta görsel bir süreç gibi algılansa da bütün olarak işlevsellik ve etkinlik gibi önemli fonksiyonları bünyesinde barındırıyor. Bu yazıda, tasarım sürecini müşteriyle yapılan ilk görüşmeden, yazılım geliştirmeye kadarki tüm aşamalarda daha hızlı ve daha verimli hale getirebilecek belli başlı adımları birlikte inceleyeceğiz.
Google Analytics, web sitenizin verilerini toplama ve raporlama işini oldukça kolaylaştıran bir araç. Kullanmak için bu verilerin nasıl toplandığını ve nasıl tanımlandığını bilmeniz de gerekmiyor. Ancak eğer komplike bir sorunun yanıtını arıyorsanız, boş sütunlarla veya anlamsız verilerle karşılaşmamak için Google Analytics’in veri toplama ve saklama modeli hakkında biraz fikir sahibi olmalısınız.
Kabiliyetlerin herkese her zaman açık olduğunu varsaymak, insanlığın büyük bir kısmını göz ardı etmek anlamına geliyor. İnsan çeşitliliğini bir engel değil, bir fırsat olarak görmeli ve mümkün olduğunca çok sayıda insana açık olan ürünler, deneyimler tasarlamalıyız. Bunun farkına vardığımız noktada, kapsayıcı tasarımı uygulamaya başlamış oluyoruz.
Arayüz tasarımında renk ve stil hiyerarşisinden uzaklaşmadan en iyisini başarmak için, etkin bir araştırma süreci yürütmek ve araştırma sonucunda çıkan renk kombinasyonunu uygulayabilmek gerekiyor. Bu yazımda beğenerek takip ettiğim ve arayüz tasarımı koleksiyonumu dolduran tasarımcıların renkli işlerini sizlerle paylaşacağım.
Vatandaşlık kavramı fiziksel ortamdan dijital ortama mı sıçrıyor? Başka bir deyişle, Black Mirror gerçek mi oluyor? Vatandaşların fiziksel ve dijital ortamlardaki davranışlarını bir oyunlaştırma kurgusu içinde puanlayan ve onlara bu puanlara dayalı kredi notları veren Zhima (eski adıyla Sesame) Credit, yarının dünyasında yaşanacak dijital bir kabusun erken habercisi mi yoksa?